Sefaköy’de bir evde, baba ile oğul arasında şu konuşma
geçti:
- Cemil oğlum, gözlerin niye kızarmış, ağladın mı sen?
Cemil babasına sırtını dönerek pencereden dışarı baktı,
cevap vermedi.
- Erkek adam ağlar mı oğlum, kocaman delikanlı oldun, on
sekiz yaşındasın!
Bu söz üzerine Cemil yeniden ağlamaya başladı.
- Hadi bir şey söyle oğlum, ne oldu sana?
Bu kez Cemil babasına dönerek, dudakları titreye titreye
şöyle dedi:
- Okul takımına giremedim baba. Ve böylece liselerarası
turnuvaya da katılamayacağım.
- Ama nasıl olur? Sen lisenin en iyi futbolcusu değil
miydin?
- Öyle ama, yetmedi...
- Neden?
- Beden Eğitimi hocamızın uyguladığı seçme sistemi
yüzünden...
- Nasıl bir sistemmiş bu?
- Ne bileyim! Takıma girmek isteyen neredeyse 30 kişi vardı.
Daha doğrusu, tam 30 kişi. Hoca dedi ki, "11 kişi alacağım, siz 30
kişisiniz. Şimdi her birinizin futbol kalitesine bakamam."
- Hocamız, “Hepinizin futbolu birbirine yakın. Ben
başka türlü bir seçim yapacağım. Takımımızın adı Şampiyon…
Şimdi… Geçen sezon ligde kim şampiyon oldu?" diye sordu. Beşiktaş dedik.
"Beşiktaş’ı tutanlar şöyle ayrılsın" dedi. 5 kişi vardı. Onlardan
birine yelek verdi, “Giy ve sahaya geç, bekle” dedi. 1994’te yani geçen yıl
Galatasaray şampiyon olduğu için bir Cimbomluyu takıma koydu. 1993 için bir
Cimbomlu daha… 1992 şampiyonluğu için bir Beşiktaşlı… 1991 için bir Beşiktaşlı
daha… Sonuç olarak 11 kişilik takımda 5 Beşiktaşlı, 4 Galatasaraylı, 2 de
Fenerbahçeli vardı. Düşünebiliyor musun, şu bizim bakkalın oğlu bile sırf
Cimbomluluktan takıma girdi! Topar vurmasını bilmez.
- Böyle saçmalık olabilir mi? Eee? Sonra ne oldu?
- Geriye kalan 19 kişinin tamamı Trabzonsporlu’ydu baba.
Bir tek kişiyi bile "Şampiyon Takım"a sokamadık.
Senin bana övdüğün ve beni taraftarı yaptığın bu takım hiç mi şampiyon
olamamış?!
Babası bir an ne diyeceğini bilemedi, yutkundu.
Cemil odadan çıkmaya hazırlanırken döndü, sinirle:
- Ben Cimbom’u tutacağım baba, dedi.
- Aaa, hiç olur mu oğlum?!
- On sekiz yaşıma
geldiğimi sen söyledin baba, peki ben ne zaman şampiyonluk göreceğim?
- Bak oğlum... 1977 senesinde sen Trabzon Devlet
Hastanesi'nde dünyaya gözlerin açarken, hastanenin hemen yakınındaki statta
dünyanın o zamanki en büyük takımı Liverpool'a galibiyet golümüzü atan Cemil,
tribünlere doğru coşkuyla koşuyordu. Onun için senin adını Cemil koymuştum.
Koca bir efsanenin böyle bir sıradanlığa dönüşeceğini nereden bilebilirdim?
Sinir etme beni...
# Faili meçhûl spor öyküleri
# Faili meçhûl spor öyküleri


0 yorum:
Yorum Gönder