Şenol Abi… Müthiş bir adam…
Şöyle anlatayım; yüzme
bilmediği halde denizde teknesiyle fink atar. Yetmiş beş yaşına rağmen, gözü
gibi baktığı motosikletiyle hız yapar. Mesleği gereği sık sık seyahate çıkar.
Ama ne kadar acil işi olursa olsun asla
uçağa binmez!
Gideceği yere tren varsa, ilk
tercihidir. Kuşetli biletini alır, “hulusi kalp ile” yola çıkar.
Neredeyse her hafta uçağa
binen bizim yazar damadına şaşırır; "Korkmuyor musun?" diye.
İşte bu uçak korkusuna sahip
avukat Şenol Abi, 16 Ocak 1983 tarihinde Ankara’da vefat etti.
Şöyle oldu
ölümü:
İstanbul’da oturduğu halde,
Ankara'da bir şirketin hukuk müşaviriydi. Patronun aşırı ısrarıyla, hayatında
ilk kez bindiği uçak 16 Ocak 1983 günü Esenboğa'ya
inerken piste çakıldı.
Şenol Abi de yetmiş beş
yıldır kaçtığı uçağa ilk binişinde can verdi!
x X x
(Yolcu listesinde olup da
uçağa binmeyen, dolayısıyla ölümün kıyısından dönen iki kişiyi haber yaptı
gazeteler. Kurtulanlardan biri, annesine
tembih ettiği halde sabah uyuyakalmış, uyanınca uçağı kaçırdığı için annesine
bağırıp çağırmış, onun kalbini kırmıştı. Sonra televizyonun sabah haberlerinden
uçağın düştüğünü öğrenince, bu kez annesinin boynuna sarılarak özür dilemiş,
ama aynı gün otobüsle çıktığı Ankara yolunda trafik kazasında ölmüştü. Kurtulanlardan diğeri de daha
sonra cinayetle öldürüldü.)
# Söyle, nasıl üzülmezsen öyle öleyim
# Söyle, nasıl üzülmezsen öyle öleyim

0 yorum:
Yorum Gönder