25 Haziran 2013 Salı

Başkasının yazısı

- Brezilya Hükümeti, Pele'yi "milli servet" ilan ederek yurt dışındaki kulüplere satılmasını yasakladığında yirmi yaşındaydı. Bir keresinde bir savaşa engel oldu: Nijerya ve Biafra onu bir maçta oynarken görmek için aralarında mütareke imzaladılar.


- Penaltı kuralı yokken kale önleri mezbahaya dönüyordu. O dönemde Westminster Gazetesi, maç sırasında ceza sahasında ölen futbolcuların tüyler ürpertici bir listesini yayınlamıştı.

- Eskiden maçlar 2-3 saat sürüyor; top uzaklara kaçtığında oyuncular aralarında sohbet edip, sigara içiyorlardı.

- Abdon Porte, Uruguay futbolunun önemli yıldızlarından biri oldu. Nacional takımının formasını dört yılda iki yüzden fazla giydi. Gün geldi, yıldızı söndü. Yedeğe düştü. Ve Abdon Porte, 1918 sonbaharında bir gece yarısı, Nacional takımının sahasında kendini öldürdü. Hava aydınlanırken buldular; bir elinde silah, bir elinde mektup vardı.

- 1994 Dünya Kupası'nı Brezilya kazandı ve o yıl ülkede dünyaya gelen bütün çocuklara Romario adı verildi.
(...)
# kitaptan, Gol olmasa da hareket güzeldi

SÖZ

"Bir gazeteci için en tehlikeli şey, haberi gazeteden okumaktır."
                                                                                                                 # S.S.

İstanbul'u dinliyorum

Türk gazeteci grubu Paris'teydi.
Şampiyon Kulüpler maçından arta kalan zamanlarında otobüsle şehir turu yapıyorlardı.

Geniş Champ-Elysees (Şanzelize) caddesini, tek kuralın kuralsızlık olduğu ve sigorta kapsamı dışında tutulan Etoile (Etual) meydanını, Montmarte (Monmart) yani ressamlar tepesini,  Picasso'nun yediği, Van Gohg'un içtiği, Salvador Dali'nin bilmem ne yaptığı yerleri, "Birlikte olduğum tüm erkekler öldü; ben uğursuz bir kadınım" diyerek 1987 yılında bileklerini kesip intihar eden Dalida'nın evini gezdiler.
16. Luis'nin, içini boşalttırıp tilkiler salarak yedi kilometrelik salonlarında avlandığı Louvre (Luur) Sarayı'nı.
Ve 16. Louis ile karısı Marie Antoinette'in hem düğünlerinin, hem idamlarının yapıldığı, ihtilalde giyotinlerin kurulduğu Concorde (Konkort) meydanını, talihsiz prenses Diana'nın son günlerine şahitlik eden Ritz otelini ve Alma tünelini, ve -elbette!- Eiffel kulesini gördüler...



Faal döneminde tuvaleti olmayan Versay Sarayı'nı... Fransız "asillerin" altına ve sokağa yaptığı, kadınların kolayca çömelip işlerini görmeleri için "dizayn edilmiş" elbiselere "tuvalet" dendiği, pisliklere basmamak için ilk kez yüksek topuklu ayakkabı giydikleri, başlarına yukarıdan dışkı atılmasın diye ilk kez şemsiyeyi burada kullandıkları, iğrenç kokudan arınmak için parfümü keşfettikleri, pislik paçalarından akmasın diye ilk kez külotlu çorabı giydiği... 
(...)
# kitaptan, Sana gözyaşı vâdediyorum