18 Eylül 2013 Çarşamba

Bakkalın defteri

Gerçek televizyoncular, belgeselcilerdir bence…
Eşek arısının üremesini safha safha çeken adamdır… Leoparın antilopu yakaladığı anı yakalayandır… Kör çukurda bir porsuğun yılanı avlamasını görüntüleyendir televizyoncu…
Küba’da puro degustatörünü, Malezya’da Petronas Kulesi’nin inşa öyküsünü ekrana getirendir…
Pakistan – Hindistan sınır noktasında bayrak değişim törenidir televizyon programı… Tibet’tir, Keşmir’dir, Burkina Faso’dur…
Trabzon yaylasından bin bir çeşit çiçeği, Kars sınırından Ani şehir kalıntılarını, ne bileyim Antalya’dan Saklıkent’i gösterendir televizyoncu…
Üç tane önceden kurulmuş tipi, bir banko etrafına dizip, onların kurgulanmış ağış dalaşını program diye yutturmak değil televizyonculuk…


Ya da iki günde bir “seviyeli ilişki” deneyen, bütün hayatını kameralar önünde ve “mış gibi” yaşayan reziller güruhunun maceraları hiç değil… 
(...)
# kitaptan, 
Gülenlerin Ağlayanlara Borcu Var

0 yorum:

Yorum Gönder